Tuesday, September 16, 2008

Keriz Feneri ve Yine Zülfü Livaneli'den

Keriz Feneri'ni duyup, reklamini ve linkini cok unlu yemek blogu Portakal Agaci'nda gördugumde dinci cakallarla baglantilari oldugunu ben cakmistim...Gecen sene kara para aklama haberlerinin ardindan, unlu blog bu reklami hemen alabora edip yerine bir baska keriz dernegi yerlestirivermisti, eee musluman kardeslerine yardim etmek icin sabirsizlanan kerizleri bekletmek olmazdi...Cok merak edenler benim gibi gidip baksin, yardim kimlere gidiyor diye...Her satirda islam, musluman dolu bir dernek, yenisi IHH...Demek ki yardimi hak etmek icin önce sapina kadar musluman, sonra fakir, fukara ve yardima muhtac olacaksin...Eger fakir, fukara ve yardima muhtac insan olup, gavur ya da budist olursan nah sana yardim...Sürüm sürüm sürün! Nasil olsa ötede de yanacaksin! Keriz derneklerinin ana felsefesi bu: Sadece ve sadece muslumandan muslumana yardim...

Zülfü Livaneli'de bugün yazmis... Özetle veren memnun, yiyen memnun...

Ayrica sayin Livaneli'nin otobiyografisini hala okumayanlara (Sevdalim Hayat) cok gec kalmamalarini öneririm...Bazen kahkaha bazen gözyaslari icinde, tam bir yakin tarih kitabiydi, cabucak bitiriverdim, simdi ayni tatta baska kitaplari özluyorum kendi ana dilimde...

Wednesday, September 10, 2008

Yildiz Savaslari Muzesi'ne Gezi

Bizden yaklasik 100 km uzakta Ö-vik'de gecici Yildiz Savaslari figurlerinin sergilendigi muzeye gittik hafta sonu. Genclik yillarini gecirdigi sehri gezdirmek istedi Anna bana. Biz gruptan ayrildik ve kisitli zamanda sehri birlikte turladik...
Ilk önce kayakla yuksek atlama pistine ciktik. Bazi sporcular idman yapiyorlardi. Ben hep riskli bulurdum bu sporu, halbuki atlama pisti hicte öyle urkutucu degildi. Sporcular yerden 2-3 metre kadar yukselerek uzun atliyorlarmis. Pist hamile bir kadinin karni gibiydi...
Basari kari bekleyerek gelmiyor, yazin bile islatilmis hali pistte idmandaydilar...
Pazar gunu kapali, sehrin unlu butiklerinin oldugu parke tasli cadde bana artik Tr de rastlamadigim eski sokaklari animsatti...
2 saatte muze ziyaretleri sona eren koca ve cocuklarimiza geri dönduk. Muze önundeki oyun parkina dogru dördude dörtnala kosuyorlardi... Biz erken dönmek zorundaydik, cunku komsumuz Roky'nin dogum gunu partisinin sonuna, sonra da pazar gunu tenisimize yetisecektik...

Monday, September 1, 2008

Karetta Karetta, Muren, Vatoz Ve Daha Neler Neler...

3. Bölüm

Teknik sorunlar cözulemediginden fotograflar sinirli kaldi...Elmas Kizlarla kisa sohbetler söyleydi hep:

-Bugun bizim baliga kadar yuzúp dönecegim, misafirim var karsilamam lazim;

-Kaplumbagayi görduk baliklar saldirmis, gidin isinize pis baliklar diye,Selin kovaladi onlari;

-O kocaman minareleri is ustunde yakaladik dun, bakalim ayni yerlerindeler mi, paletleri takip yuzelim (daha úzaktalar cunku);

-Bugun paletli yuzelim, su direkleri gözuken tekne filanca ünlünunmus ziyaret ederiz bahaneyle...

-Falanca falanca falancanin eski Sovyet kökenli ulkelerden gelen yatili hizmetcileri hep birlikte islerini birakip Kibris'a calismaya gitmisler, dun arkadisimin tum islerini biz yaptik (Protez bacakli, hakikaten yardimcisiz yasayamayacak kosulda), o yuzden cok yorgunum...

En son konu haric bizim tum sohbetler denizdeki yaratiklar ve deniz sevgisi ustune bilgi alisverisi seklindeydi...En az bilen aralarinda ben olunca, bilgiyi alan ben veren Elmas Kizlar oldu...




2. Bölum
Bu fotografi P-O koyun disina cikip, her gun aksatmadigi, 15-20 km kostugu sabah idmani sirasinda cekmis...


Alp'in civileme dalisi...
Datca'ya gelir gelmez dostlarimizi ziyarette gecikmedik...
Alp ve kuzeni Beyza cok cekismeli satranc macinda...

Alp ve dayisi su alti fotofraf makinasina poz verirlerken...Tatilin ortasinda da bozuldu makina...

...

1. Bölum


Geleli bir haftayi gecti. Ben hala 'elmas kizlar yuzme grubu'mla yukaridaki deniz yaratiklari ile danstayim...Elmas kizlarin ortalama yasini kestiremiyorum. Tabiki hanimlara yas sorulmaz. Sormadim. Ama Sadzer, Tipi, Elcin ve Ayhan'in 30-40 yaslarinda cocuklari, Esin'in 2 universite bitirmis torunu var. Ortalama 65-70 lerde diye tahmin ediyorum...Ama görunuste hele denizin icinde siz onlari kizlari ya da torunlarindan ayiramazsiniz...Gecen yil bu gruba hayran kalmistim. Hergun duzenli olarak denize snorkellerini, maskelerini, paletlerini takip giriyor ve son derece tempolu kulacla 1 saat yuzup cikiyorlardi...Bu yil Alp benimle yuzmek istemedi. Ben de yalniz kayaliklara gitmeye tirsdim ve elmas kizlar grubunun 'hadi bizimle gel' davetine sevindirik oldum...Böylece benim yuzme seanslari denizde keyif yapma yerine, denizde ciddi idmana dönustu ve tatilde en cok da bundan keyif aldim...

Simdilik ise dönuyorum, tatil fotografi ve baska ayrintilarla dönecegim...