Thursday, April 3, 2008

Sobe, Sobe!

Kirmizi bavul da bulundu artik bahanem yok birikmis sobeleri yazmam gerekiyor...



1. sobede Meltem bir muzik klasöru yapmami istemis. Öyle zor ki benim gibi 7 yildir muzik dinleme yerine, dil ögrenmek icin mp3 de habire haber programi olan radyo dinleyen biri icin. Muzik evde P-O nun tekelinde. Hatta benimle arasira dalga geciyor: 'söyle hangi artiz senin favorin, tum CD lerini alip önune serecegim seve seve' diyerek kafa buluyor. Anliyacaginiz hicbir zaman tutkunu oldugum bir ses ya da besteci olmadi. Aslinda Istanbul'da yasarken Efes'in Blues Festival veAcik Hava Tiyatrosu'nun caz konserlerini de hic kacirmazdim...



Eski bir sinemasever olarak klasöre 2 soundtrack albumunden:

Miles Davis'in (ayni adli Jodie Foster'in oynadigi film) 'Siesta'si;

Eric Serra, Deep Blue (dream);

ile

Jan Garbarek, A.Braham, S.Hussain: Madar'indan bir klasör olustursam ebeligi savmis olur muyum Meltem'cigim?


2. sobe cok önemli bir konu: 'cocuk istismarini durdurun' diye, Özlem ve Artemis sobelemisler...


keske böyle bir sobe yazilmak zorunda kalinmasaydi. Ben anne olduktan sonra, cogumuzun anladigi anlamda cocuklarin istismara ugradiklarini duydugumda, duyarliligimin ruhsal durumumu bozacak seviyelere geldigini bu vesileyle itiraf etmeliyim. Her kötu haberde sanki kendi bebegimin basina gelmis gibi etkileniyordum. Abartip Isvec'i sucladigim bile olmustu da, P-O'nun 'dunyanin heryerinde hasta insanlar vardir' telkiniyle artik genellemelerden ve önyargilardan kurtuldugumu söyliyebilirim...


Dunyadaki tum cocuklara layik olduklari guzellikte istismarsiz bir yasam diliyorum...


Sobe de yazilmasi istenilenler:

* Banner


* "Çocuk istismarını durdurun" sloganının yazıda geçmesi.

* Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şarkı ve şu anda dinlediğinizde hissettirdikleri.


Bebekligimden beri hep bahsettiklerinden cocuklugumda ki gibi net animsadigim bir sarki var: 'Twist' . Annem ve babannemle ben 9 aylikken bir kina gecesine gitmisiz. Genc kizlar Safranbolu yöresinin atlama, duz denilen defle calinan oyun havalari yerine koca bantli teyipten caldiklari 'Twist'le dans etmisler. Eve gelip ingilizce bilmeyen babannem ve annem 'twits de, gel! twist de, gel! abidik gubidik twist de, gel! ' dediklerinde bezli popoyu iki yana sallayarak twist yapip, taytay durmaya baslamisim.

Doctus baslatmis bu sobeyi ve 'dunyayi kurtaracak mim'diye adlandirmis, lutfen sitelerini tiklayin. Sobelenmemis olanlari toptan sobeliyorum...

4 comments:

Nihat Akkaraca said...

Alp&Ege'nin Annesi yazmaya başladı gibi. Uzun zamandır bu bloğa geliyor, boş bulunca üzülerek dönüyorduk. Bakın ne güzel. Komşumuz geldi artık.
Kırmızı bavul bulunduğuna göre tekrar hoşgeldin, Habibe...

ela selin said...

tekrar hosgeldiniz ve gözünüz aydin. cok can sikici bir durum bavul kaybolmasi.
biraz dinlenin yeni yazilar bekliyoruz, özledik valla...
baharin size de en yakin zamanda ugramasi dilegiyle...

Meltem said...

Hoş geldiniz Alp ve Ege'nin annesi safalar getirdiniz. Güzel güzel gezmişsiniz hasretler gidermişsiniz ne güzel. Sobeni de kabul ediyorum seve seve. O sevdiklerine bakayım bir senin için bloga indireyim bir kaç tane:)

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Nihat Abi, Özlem ve Meltem, hosbulduk, sizlerin sicak selami beni hic icimden birsey gelmiyorken bile birseyler yazmaya zorluyor.

Basbakan Efendi de geldi gitti, Isvec'in cesme suyunu icmemis kendisi, halbuki Pinar'in sise suyundan bile guzeldir buranin dört bir kösesinde akan cesme suyu!