A,B,C,D bir Cumartesi gunu cok erken kalkip, Istanbul'dan Izmir'e, ortak arkadaslari F'nin nikahina gitmeye karar vermisler. D, köprunun öbur tarafinda yasadigindan, tek basina arabasiyla karsiya gecip, A'nin evinin önune parketmis. D, A ve A'nin kiz arkadasi B ile birlikte, evinde kocasini birakarak katilan C'yi de alip yola cikmislar. Foca'da kalip, nikah gunu olan Pazar gunu Izmir'e gececek ve nikaha katilacaklarmis. Ustelik bu plani B'nin abisine verdigi söz bile bozamamis. B'nin abisinin ugranmasini istedigi dukkan Hatay'daymis ve D Hatay'da oturan yakin arkadasi E' ye telefon etmis. E'den, o paketi kendileri icin teslim almasini ve nikahtan önce ugrayip alacaklarini söylemis. A, hatir bilir biri oldugundan, yol boyu E'nin onlara yarim gun kazandirdigini tekrarlayip durmus...Cunku sadece paket icin, Cumartesi gunu Izmir'e gecmek zorunda degillermis.Foca'ya erken saatlerde inmisler. Börekci'den böreklerini, bufe'den gazetelerini almislar ve bir sahil kahvesinde kahvaltilarini yapmislar. Daha sonra iyi bir plajda denize girecekleri yeri secmisler. Tembel tembel guneslenip, yuzup, haftanin ve yolun yorgunlugunu atmislar. Abur cuburla ögle yemegini gecistirmisler. A ve kiz arkadasi B' de yine cok cekismeli kagit oyunlarini oynamis. D ve C'de snorkellerini takmis ve " belki bir fok baligina rastlariz" hevesine bile gelmisler...Aksam icin kalacaklari cardakli, bahceli, mutfakli bir pansiyona yerlesmisler. Lokanta yerine, kafalarina göre balikli, sarapli ve bol yesil salatali, kendilerinin secip yaptiklari, keyifli guzel bir yemek yemisler...Sohbet, muhabbet, yatip sabah uyanmislar. Nikah icin suslenip, puslenmisler. Her zaman cadir, deniz, tozlu yuruyuslerden sonra, sicaktan ter kokan arabada; iki dirhem, bir cekirdek, parfum kokulari icinde, Hatay'a E'nin evine yola koyulmuslar.E'de A,B,C ve D'ye körfeze nazir cati katinda ki mutevazi dairesinin terasinda, buzlu soda ikram etmis ve tenis oynadigindan filan bahsetmis...
E'de misafirin misafiri olarak nikaha gelmis. F'ye cok yakismis gelinligi ve pastel renkli makyaji. A da, hic guzel gelin görmemis gibi, damadi dislayip, "cok guzel gelin, cok guzel gelin" deyip, tek basina gelini fotograflayip durmus...
E, bir ara D'ye: Guzel olmasina guzel olmuslar, ama tum ailenin iyi bir disciye ihtiyaci var, demis.
D cok sasirmis, bir yakin arkadasinin diger yakin arkadasinin kusurunu görup söyledigi icin!Dügün yemegine katilamayacaklari icin, önce Hatay'a E'yi evine birakip, ustlerini degistirip, bir hizli yemek zincirinde karin doyurduktan sonra, geri dönuse gecmisler.Yolda da herzaman ki gibi gezinin ve dugunun yorumuna baslamislar. A yine E 'nin iyiligini, yarim gun kazandirdigini yinelemis. Sonra kiz arkadasi
B: Düz taban ayaklariyla nasil tenis oynuyor o? diye eklemis.
D, yine cok sasirmis, yine bir yakin arkadasinin, diger bir yakin arkadasinin kusurunu dile getirmesine, ustelikte kendisine yardim etmis birisine!
Körfez'de Pazar dönus yolu cilesini de cekip, Istanbul'a gece yarisindan epey sonra dönebilmisler. D arabasini A'larin parkindan almis, evinin yolunu tutmus. Trafiksiz rahatca gecmis ve arabasini sokagin basinda ki aylik kiraladigi garajin önune birakip, kilitlemis ve anahtari garaj kapisinin altindan iceri atmis. O saatte uyumakta olan, butun garaj sahipleri gibi Erzincan'li olan kardesler böyle tembihlemisler. Gec gelinirse birak arabayi kapi önune, anahtari firlat iceri...
Omzunda kocaman bir canta, uzerinde yol giysileri (Mini etek filan da degilmis dugunden kalan)ana caddeyi gecip, yine sokagin basinda ki dairesine gidecekmis ki tost ayran yiyerek, ilerlemekte olan 3 adam, sokagin basinda, tam da D'nin apartmaninin kapisi hizasinda durmuslar.
D de, elinde anahtarligi kapiyi acmaya hazir: Gitsenize yolunuza! benim evim orasi, demis.
Adamlar geri bir adim atar gibi, ama yine de bekliyorlarmis. D de geri bir adim atmis ve anahtarlikta ki dudugunu calmis. Bunun uzerine alisilmadik bir durum oldugundanmidir, asil cibanin basi olan adam, elinde ki ayrani D'ye dogru savurmus ve D de ani bir hareketle cantasiyla kendini koruyunca, canta ayranlanmis. Bööhhh! midesi altüs olmus D'nin.
D buyuk bir hizla ana caddeye yönunu dönmus. Tek yonden gelen ilk taksi solda hemen önunde durmus.
Söför: Ne oldu bacim? demis.
D:Evime giremedim. Herifler rahatsiz etti, diye bir solukta anlatmis.
O sirada herifler de sokagin yarisina dogru, bakinarak ilerliyorlarmis. Söfor arabasindan inmis ve D kapiyi acmis, tesekkur etmis söföre. Söför isterseniz yukari kadar gelebilirim, demis.
D: Gerek yok, kapi kapaninca guvenlidir, acamazlar, ben yalniz cikarim, demis...
Yukari ciktiginda, daha kapidan iceri girer girmez, herifler geri dönup asagidan apartmanin demir kapisina metalle vurmaya baslamislar.
D hemen polisi aramis: Rahatsiz ediliyorum, demis.
Polis: Nerede oturuyorsunuz? demis.
D :Teyyareci Fehmi Sok, Pangalti,Sisli, demis.
Polis: Fatih'e mi bagli? diye sormus!
D de, cevap bile vermeden, kapatmis telefonunu...
Lättlagad julostkaka på keso med saffran
-
Min juligaste ostkaka Den här falska ostkakan gjord på keso brukar jag göra
ofta i juletid. Den är så lättfixad och god, passar lika fint till frukost
som ...
11 hours ago
9 comments:
AAaaaa!!!!!! Icim karardiiii!!!!!!!!!!
Ulkemizin herseyi kabul de, su manyak erkekleriiii!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Uf.
Obur taraflar malum. Herkes herkesi cekistiriyor.
www.elifsavas.com/blog
Evet Elif, manyaklarin yaninda bir de saygisiz, kaba ama eli yuzu duzgun görunen erkeklerin saldirisida var, onu da elimden gelirse yazmaya calisacagim.
Cekistirme konusunda da guldurdun beni ilahii...
Çocukluğumdaki günleri özledim ben:(((
Kapıyı açık unuttuğumuz, yaz sıcaklarında tüm pencereler açık uyuduğumuz, komşumuza anahtarımızı, çocuğumuzu teslim ettiğimiz (annemlerin apartmanda hala sürse de, ne de olsa 20 yıllık komşular), günleri...
Hele bizim evin anahtari, hep kapi ustunde dururdu disarda Karabuk'te dedem öyle isterdi. Hatta babam arabayi da anahtar ustunde birakirdi evin önunde ki sokakta...Simdi celik kapi yaptirdilar, cunku gecen yillarda uzman hirsizlar gelmis butun semti dolasmis, bizimkilerin ki de dahil. Istanbul'dandir kesin...
Elif gibi benim de icim karardi valla.
Polisin sorusu da oha dedirtti!
Cekistirme konusu da sinir bozucuymus.
Bu hic bir abarti olmadan yazilmistir, Acalya'cim. Istanbul'un en islek yerinde ustelik.Ic kararttigina eminim...
Korku filmi gibi bu :/.. Benim pek sevimsiz böyle anilarim var ama..
Bazen unutuyorum neden uzun(!)etek bile giyemedigimi Türkiye´de, ki arazi arkeologu gibi giyinmeye bayilirim ben. Kiyafetlerimi bile o ülkeye göre secmek ne demek!
Arkadas(Ahbablar) arasi gelismeler ise -inanin- benim de tepkim sasirmak ve korkunc bir güvensizlik olmustu.
B5, Rumeli Cad.de hizli adimlarla 9-10 dan sonra(hos simdi doldu doldu...yol trafik bu saatlerde artik bosalmiyor yaa..)hizla yuruyerek eve gelirken, is kiyafeti uzerinde,orospu arayan arabalar yavaslayip dururlar eger yalnizsan! Anlamaz gerizekalilar, kim piyasa icin ortada, kim evinin yolunda...
Post a Comment