Sunday, February 17, 2008

Mahallemizin Kizak-Kayak Tepesi...

Kizkardesim telefon etti, taktin kafayi yine turbana, ugramiycam bloguna, diye uyardi...Hep 2.cumhuriyetci kocasi etkiliyor, isteyen istedigini giysinmis, sanki ben herkes basini acsin diyorum! Yakinda Taraf'in yazarlarinin baslattigi kavganin domino etkisini göruruz. Burada da varsa yoksa Kosava'nin bagimsizligi ve Pakistan'daki secimler...


Bu tepeler bizim mahallenin arkasinda evimize sadece yurume mesafesinde. Ulasmak cok kolay. Cocuklarin kizaklarini, naylon kapli minderlerini elimize alip yuruyerek 5 dakikada gidiyoruz...


Alp sabah 1 saat tennis kursundan sonra evde kalmak istedi. Ben de Ege'yle birlikte gittim.

Bazi genclerin yaninda kar bordlari vardi, atlama standlari yapmislar...



Arkadasi Roky rastlayinca Ege'nin keyfi yerindeydi, defalarca tirmanip kaydilar...



Daha sonra ben Alp evde yalniz oldugu icin Ege'yi Roky'nin ailesine emanet edip eve döndum...



Eve geldigimde kucuk eltiler kahveye gelmisler birlikte fika (Kahve+yanina kek, cörek) yaptik...Guzel bir pazar gunuydu...

22 comments:

Anonymous said...

Ne güzel! Alp, Ege,Annleleri ve P.O. da beyazlar içinde.
Bizim gibi.

Nihat Abi

Bambi said...

Cok guzel gozukuyor alabildigine beyaz :) bizde de dun birazcik kar vardi eksik kalmadik yani ;) istanbulda trafik cok guzeldi dun nisantasi haric orasi ayriiii ;))

Anonymous said...

Sizin oralarda bir yerlerde Biathlon yarışları vardı son bir kaç gündür. Kutup dairesinin biraz altındaki bir bölgede olmasına rağmen karsızlıktan bir yakınma vardı. Bayağı heyecanlı yarışlardı. İstanbul'da kar'a teslim olunca TiVi'de kar izlemek farz olmuştu. Sanırım tüm Türklerin bilinç altında olduğu iddia edilen üçlemenin bir elemanı bu yarışlarda olduğundan mı acaba benim de hoşuma gidiyor (J).
Sevgiler
Ahmet

Anonymous said...

Fotograflar çook huzur verici...

Burada bir gün kar yağdı ve tam 355 kaza oldu. Yarattığı stres yüzünden kar yağınca çok sevinemiyoruz bile...

Sevgiler

Meltem said...

Aaaaa ne güzel evinizin arkası kayak pistiymiş. Bu ne bolluk valla ne güzel kayılır oradan. Çok şanslısınız çoook...

Lapis lazuli said...

Yeniden cocuk olmak vardi! Kimbilir ne kadar eglenmislerdir, biz cocukken de babam gotururdu bizi, yeniden kayacak olmanin sevinciyle o kizagimizi yokus yukari kac kere tasirdik, aksamina dayorgunluktan sizar kalirdik...

Ben boyle kar gunlerinin en cok eve dondukten sonraki kismini severim, hani sizin fika dediginizi:) Ah bir de soba olacak ki degme keyfime:)

cenebaz said...

Bir kar görmemiş İzmir'li olarak bayıldım resimlere.

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Nihat Abi, Özlem, Mine, Cenebaz, aslinda fotograftaki kar donmus, uzerinde yurunebilen ve sadece 10 cm kalinligindaydi. Cok kar yagmadi bu kis, cok soguk ta olmadi...

Ahmet, ingilizcesi demek Biathlon, atisli uzun (kros) kayak sadece burada degil tum Avrupa'da cok unlu...Isvec'te cok iddiali, mutlaka dereceye girer her spor dalinda oldugu gibi...Kar evet az, o yuzden suni yagisla ya da tasima karla pist yapiyorlar...

Meltem, ben cocuklarin bindigi kizaktan birkez dustum, birdaha hic kaymadim, aslinda kayak pisti degil, fotograftaki bizim bir tanidigin oglu ve arkadaslari kar borduyla tirmanip tirmanik denge calisiyorlar, ne zaman gitsek oradalar, daha cok kucuk cocuklara göre kizakla kaymalik bir cift tepe...

Cano, cocukken Karabuk'te, ayni senin dedigin gibi, sizlayan ellerimizi isitip isitip yine cikardik kizakkaymak icin...Hele guzel birde kizagin varsa en sansli cocuk sen olurdun, altini cevizle vakslardik.
Soba isine gelince, burada sömine tipi, evin ortasina ya da duvara dayali luks sobalar cok meshur, ama baca icin belediyeden izin alinip yapmak gerekiyor, gelecek projemiz o, ya da sömineli ev satin almak :))..

Nihat Akkaraca said...

Habibe,
Yorumların sonunda, hani evin ortasında duvara dayalı lüks sobadan bahsediyorsun. Onu okuyunca Datca'dan ev satın alan, senenin 4 serin ayını burada geçiren Norveçli arkadaşım Amund'la, bu tip sobayı alırken başımızdan geçen bir macerayı hatırladım. Anlatayım Ama, burada değil, bloğumda. Burası için uzun bir öykü. Amund şu anda burada. Uğraşılarımız sonunda Samsun'da bulup getirttiğimiz sobayı kullanıyor şimdi.

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Nihat Abi, merak ettim hakikaten, bizim kuzinelerin benzeri eskinin demir sobalari da mutfaklarda dekor olarak kullaniliyor...Buradaki sömine-sobalarin linklerini en kisa surede geceyim size. Saygilar, selamlar bizden size..

Meltem said...

Bizim evin alt tarafında da neredeyse 70 derece eğimli bir yol vardı şöyle yaklaşık 100 metre filan. Eve ilk taşındığımız senelerde kar yağınca çoluk çocuk kadın erkek orayı kızak pisti bellemişti herkes. Gece yarısına kadar çığlık kıyamet kızak kayılıyordu. Ancak gecenin bir yarısından sonra kaç araba oradan inmeye yeltendi çok büyük kazalardan kıl payı kurtulanlar oldu. En sonunda 2-3 yıl önce belediye baş edemedi orayı baştan aşağı merdiven haline getirdi:)

Anonymous said...

Hayir efendim, herkes benim istedigim gibi giyinsin!!!!! Mavi ustune yesil ve mor puantiyeli pantalon. Ustune yaz kis pembe askili tisort. Basta bandana. Mutlaka siyah. Ayaklarda lame sandalet. Cok usuyen sokaga cikmayiversin. Dinciler siyah gozluk taksin. Ne de olsa gozlerin seksiligi baska yerlerde olmuyor. :oP

Simardim ben. Kar cok guzel.

www.elifsavas.com/blog

Anonymous said...

Ne guzel bir mahalle, resimler cok hoz gozukuyor, kari ozledim:( bizimkide buna benziyor ama tepelik bolumumuzde kar degil columuz var:) bu arada ynei ve son blog adresim: http://mdlount.blogspot.com/ bilgine guzelim.. sevgiler

Lapis lazuli said...

Iste ben de aynen oyle kuzine soba seviyorum. Dedigin gibi burada da oyle guzelleri var ki piyasada, icim gidiyor ;)

ela selin said...

Iki hafta önce bizim evin arkasindaki orman da böyle kizak pisti haline dönmüstü. 1 hafta gecmedi bahar geldi birden bire. Zavalli kuslarin nevri döndü, ne yapacaklarini sasirdilar. Ötseler mi ötmeseler mi... Neyse gene soguyor hava... Yoksa kafayi yiyecegiz burada:))
Türban konusunda inandigini savunmani dogru buluyorum. Ben biraz daha ilimliyim bu konuda. Sen simdi bana da 2. Cumhuriyetci dersin:) Ben liberalim diyorum:) Idare ediyoruz.

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Meltem, bari yarisini kayilabilir biraksalardi, di mi?

Elif, simarmak da yakisiyor sana...sizde de disarida havuzlar acilmis, biz de sicagi ve gunesi özluyoruz...

Derya, bu sefer sayfana ulasabilirim umarim...

Cano, bazi esyalarin benzerligi, kuzine gibi, beni cok sasirtiyor...

Özlem, Ataturk'un kurdugu Turkiye Cumhuriyeti'ni elestiren hic bir göruse tahammulum yok, bu yuzden ben de tutucu ya da numaracilarin deyimiyle statukocuyum, ama sen benim iyi bir sanal arkadasimsin, bu konuyu acmazsak idare ederiz :)))...

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet said...
This comment has been removed by the author.
Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet said...

Sana belki artık gına gelmiştir ama ben bu sene doğru dürüst kar görmediğimden bayıldım resimlere..

ela selin said...

Habibe yanlis anlatmisim kendimi... Ben ne 2. Cumhuriyetciyim ne de Atatürk'ün ilkelerinden ödün veririm. Üniversitede basörtüsü -türban degil- konusunda daha ilimliyim yalnizca, o kadar. Neyse tartismak degil niyetim, yanlis anlamayi düzeltmek istedim. Zaten benim etliye sütlüye dokundugum yok bildigin gibi. Sen de benim cok iyi bir sanal arkadasimsin. Severek okuyorum yazilarini. Idare etmekten daha öte keyif aliyorum sanal dostlugumuzdan:)))

Esra said...

kizak super! Kayak harika! Kar sahane! :-P
Sen istedigin gibi yaz canim benim.

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Özlem'cigim, asil sen beni yanlis anlama, ben senin ne demek istedigini anladim aslinda, ama firsattan istifade numaracilara lafim :)))...Su da bir gercek birsuru numaraci arkadasim da var maalesef, yine biraraya geldigimizde hala dostlugumuz daim...

Tijen said...

Ben de kar yağdığında hep çocuk olmak lazım, çocukça yaşamak lazım derim... Keşke.