Monday, May 7, 2007

Avrupa nicin koyu AKP'ci oldu?

Istanbul'da ki Isvec Konsolosu Ingmar Karlsson'un, Isvec Radyosu'nda ki son demecinde; yerel yönetimlerin yaptiklari disinda, AKP'nin ülkeyi islamlastiran bir isaretinin olmadigi idi...TSK ve Anayasa Mahkemesi'nin politik sonucla Cumhurbaskanligi secimini cikmaza soktugu, Abdullah Gul'un karisinin turbanina degil, icine bakilmasi gerektigini, aslinda bir akademisyen(Universite mezunu oldugunu kasdetti)oldugunu vurguladi. Yani AKP'yi yere göge koyamadi, övdü de övdü. Ben de yine bir cikarlari var bunlarin AKP'yle devam ettirmek istiyorlar, dedim. Dogal ("Tabii" yerine) ki cikarlari bizi iyice sagmak, sutumuz hala cikiyor nasil olsa, bakin ne demis Yigit Bulut Radikal'de:

"
Yeni hükümetler...
Yiğit Bulut

07/05/2007 (2799 kişi okudu)

Birleşen partilere, iktidar adayı olanlara ve 'ben ülkem için' siyaset yapıyorum diyen herkese sormak istiyorum; iktidar olursanız aşağıda tarif ettiğim 'adamları' Türk halkının sırtından indirebilecek misiniz?
Hangi adamları? Nasıl sırtımızda kalabiliyorlar? Sistem nasıl çalışıyor?
Aslında bu arkadaşları birçok yazımda tarif ettim ama 'iktidar adayları' için belki seçime giderken Türk kamuoyuna 'konu hakkında elle tutulur' mesajlar verirler umuduyla, bir kez daha tarif etmek istiyorum.
1- Bugün Türkiye'deki finansal yapı; tamamen sıcak para üstüne kurulmuş 'dışarıdan akan paranın yüksek bir şekilde nemalandığı' ve 'kendi yararına' sistemin patlamasına yani 'cari açık, siyasi risk' gibi unsurların algılanmasına izin vermediği bir dinamik üzerine oturmuş durumda. Son dönemde öne çıkan riskler algılanmıyorsa, bu 'sistemden aşırı getiri sağlayanların' yapının bozulmasından duyduklarının kaygının 'gerçekleri' örtmesinden-ötelemesinden kaynaklanıyor.
2- Sıcak para tabanlı sistemlerde 'dalga boyu' düşer ama 'içerideki birikim' yani 'yerli tasarruf sahiplerinin varlıkları veya çalışanların katma değer ve ödedikleri vergileri' yurtiçinden-yurtdışından gelen 'sıcak para' tarafından emilir.
3- Sistem 'aşırı uçlara' kaymadan tanımlanmış aralıklar içinde salınırken, 'düşük dalga boyunu' istikrar sanan sade vatandaşın 'normalde elde etmesi' gerekenler 'sıcak para' tarafından kendi hesabına transfer edilir.
Sevgili dostlar, bu tespitler sonrası gelelim daha önce de paylaştığımız ve bence çok önemli olduğu için defalarca paylaşmamız gereken iddiamıza; sıcak paranın değişik bir versiyonu olan emeklilik fonları Türkiye gibi ülkelerden 'nasıl rant elde ediyorlar'? Daha değişik soralım; Avrupalı emeklilere Türkiye'deki çalışanlar nasıl canla başla çalışarak bakıyorlar?
Aşağıdaki dolar-TL grafiğine bir bakın ve lütfen altındaki soruya cevap arayın.
Yunanistan'dan gelen bir emeklilik fonu 2003 Mart ayında Türkiye'de '1 milyon dolar' satmış (avro olarak da aynı hesap yapılabilir) ve karşılığında Hazine bonosu almış. Kur 1.30'lara gelince pozisyonunu kapatmış veya hâlâ pozisyonunu koruyor. Kur farkı ile dolar bazında getirisi o günden bugüne yüzde 100 seviyesinde. Daha açık ifadesi ile yıllık dolar bazında kur düşüşleri ile 'yüzde 20-25 dolar bazında getiri' sağlamış. Bu kazancı ile de 'kendi katılımcısı' olan Yorgo'nun maaşını ödemiş. Bugün hâlâ yıllık Türkiye'deki pozisyonlarından 'dolardaki kur farkı hariç' yüzde 14-25 arasında getiri sağlıyor. Bu noktada hemen soralım; bu paranın dolar bazında elde ettiği yüzde 100'e yakın getiri nereden geliyor? Cevap çok kolay; Türkiye'de çalışan, üreten kesimin sırtından.
Sonuç: Yukarıdaki sadece 'emeklilik fonları' üzerinden çok küçük' bir örnekleme yaptım, ölçeği büyüterek detaylandırabilirsiniz. 1999-2007 Şubat arasında bu ülkeye giren sıcak para 'içeride çalışıp, didinen halkımın' sırtından, cebinden 'milyar dolarlar' kazandı. Bu mu ekonomik sistem? Bu mu bu halka biçilen değer? Bu para kimin cebinden çıkıyor?
Son söz: Bu örneklemeler sonrası, iktidar adayı olan bütün siyasi Partilere sesleniyorum; varolan düzeni devam ettirmeye mi yoksa Dünya ile korelasyonumuzu bozmadan 'Türkiye'yi koruyacak' önlemleri almaya mı geliyorsunuz? Açıklayın 'ekonomik tezlerinizi'. Farkınız ne? Türkiye'yi 'Küba yapmadan' veya 'daha da serbest bir ezilme-sağılma' dinamiği içine itmeden 'dünya ile eş zamanlı ama kendini koruyan' bir yapıyı nasıl kuracaksınız? Yukarıda tarif ettiğiniz adamları Türk Halkının sırtından nasıl indireceksiniz?
Yiğit Bulut "

13 comments:

Bambi said...

Sicak para oyle zaten 2001 krizini de biz bu yuzden yasamadik mi ama siyasi olarak neden batinin T.E'yi destekledigini anlamiyorum, hani 70'li yillarda baslayan yesil hat projesi gibi bir plan var ama biz daha goremiyoruz gibi geliyor bana. gecenlerde 'not without my daughter'i yeniden seyrettim ama bu sefer bizde iran gibi olabiriz gozuyle orada Sally Field diyorki bir sahnede amerikan konsoloslugundan gelen bir kadina siz bu ulkeyi ve kulturunu bilmiyorsunuz ve herseyi daha da kotu hale getiriyorsunuz :(

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Sevgili Özlem, okuyup, harmanlayip kendini ifade etme yoksunu oldugumdan, yorumunun 2.kismina yine Zülfü Livaneli'nin Turkiye'de ki numarali aydinlara catmasiyla ilgili yaziyi aktariyorum: diyor ki;bu aydınların,Washington'daki Neo-con'larla (yeni muhafazakârlar) birlikte Amerikan yönetimini; Türkiye'de Atatürk devrimlerinin sadece yüzeyde kaldığını, zorla ayakta tutulduğunu söyleyerek ülkenin İslami köklerine geri dönmesi, yani ılımlı İslam ülkesi olması yönünde ikna ettiğini iddia etti.
Yapılan basın açıklamasına göre Livaneli konuşmasında, Türkiye'de Atatürk devrimleri ve laiklik gibi kavramların kökleştiğini ve kendi geleneğini yarattığını ifade etti. Açıklamaya göre Livaneli, şöyle devam etti:
"Türkiye'de son günlerde yaşanan politik gelişmeler ABD basınında büyük bir şaşkınlık yaratıyor. Çünkü Batı'da Türkiye'nin gerçeğiyle imajı arasında ciddi bir fark var. Biz son 5 yılda bu politikanın sonuçlarını yaşadık. Ama Türkiye'de Atatürk devrimleri ve laiklik gibi kavramlar kökleşmiş ve kendi geleneğini yaratmıştır. Sokağa çıkan milyonlarca erkek ve kadın, bu geleneğin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. İşte gerçek Türkiye budur."
dogru degil mi? Bana göre cok cok dogru!

Bambi said...

'Washington'daki Neo-con'larla (yeni muhafazakârlar) birlikte Amerikan yönetimini; Türkiye'de Atatürk devrimlerinin sadece yüzeyde kaldığını, zorla ayakta tutulduğunu söyleyerek ülkenin İslami köklerine geri dönmesi, yani ılımlı İslam ülkesi olması yönünde ikna ettiğini iddia etti. ' Dogru bir tespit buna bende katiliyorum da neden ikna etmege calisiyorlar bu kimlerin cikarlarina hizmet edecek yani TR ilimli islam ulkesi oldugunda bu batiya nasil bir cikar saglayacak o sorunun cevabini veremiyorum ... BOP ile mi ilgili belki?

Alp ve Ege'nin Annesi said...

BOP'a yakistirtiklari ulkelere, bizi musluman ulke olarak örnek göstereceklerdir. Kafalarinda ki Turkiye'nin imajini pratikte ve teoride de ispatlamak istiyorlardir...

Fulya said...

Ilimli islam diye birsey yok bence arkadaslar bunlarin amaclari daha buyuk. Bu bir basamak. Hersey masa olarak kullaniliyor iste. Kurtler, olmadi ermeniler,olmadi islamcilarr. Yeterki ic savas ciksin,biz bolunelim. Onlar kazansin:((((

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Isvec ve Kanada'nin zengin ulkeler olma basarisi; savasan ulkelere karismadan, onlar uzerinden para kazanmalari, biliyorsunuzdur her halde!!!!

Bambi said...

biz BOPta degilmiyiz yani bana bizde bir sekilde variz gibi gelmisti...Isvec ve kanadayi
bilmiyordum onlar bana hep daha masum gibi gelmisti hani silah satip para kazananlari hepimiz biliyoruzda...

Alp ve Ege'nin Annesi said...

1. ve 2. dunya savasina taraf olmayip demek istemistim, ama Isvec hala savas malzemesi sektörunde en baslarda...Halki homurdaniyor ara sira ama yan cebime koy misali...

B5 said...

Alp ve Ege´nin Annesi,
okuyup harmanlayip kendini ifade etme yoksunu demissin. Tamam iste beni de benden iyi ifade etmissin :)..
Ayni Fulya gibi Türkiye gibi ülkelerde(gelismekte olan ülke) gerceklestirilen önceden planli karisikliklarin gelismis olanlarin ekonomik cikarlarindan baska birseye yaramadigini düsünüyorum.

Benim asil anlamadigim -her ülkede- sagcilar denilen bir kesimin(ki kolay yönetilirler)oy alma icin hala var olmasi. Dengeler kismini da gecin, Dünya neden hala gelisemiyorsa, birlesemiyorsa bunu sagcilara borclu. Fransa yine sagdan oylari toplayip Sarkozy yi aldi. Ama basa gecene kadar. Iktidarda iken bu Dünyada bu kadar tarafli olamayacak.


ps: ve evet Isvec de masum degil. Hangisi oyle ki :(
ps2: Bu arada ne dinlerden yanayim ne sagdan soldan :)..
ps:3 Yabanci ülkelerde(Sadece Avrupa´da ama, Budist ülkelerde nasil adi gecer bilmiyorum)Türkiye´nin adi gecen her haberde "müslüman ülke vs vs.." taniminin söylenmesini cocuklugumdan beri de yadirgarim. Nedenini de üniversiteye kadar anlamakta zorlanmis, hatta kabul edememistim..Laik ve tarafsiz gecinen bir haberde bu tanimlama ne alaka diye..

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Sevgili B5,öncelikle Özlem'in sana bir notu vardi, benim 1 Mayis'li yazimin altinda eger okumadiysan...
Söylediklerine ek olarak aklima gelen su oldu; teoride sekularismi dinsizlik olarak kabul ettiklerinden ve bunu komunist ulkeler gibi demokratik olmayan ulkelere yakistirmalarindan, bizi de demokratik ulke olarak görmelerinden musluman ulke tanimini ekliyorlardir! diyecegim ama lafin basi demokratik bir ulke olmadigimizi vurguluyor! sevgili Avrupa abimiz...

B5 said...

Iyi eklemissin :D...
Ben hala kendi ütopyama inanmaya devam ediyor olanlari kabul edemiyorum :). Her ülkenin aklimdaki gibi laik olmasini bekliyorum (Italyaaaaa!! :(..).

Özlem´e yazdim, yazdim da biraz fazla oldu, hizimi alamadim. Özür diliyorum tekrar.. Haberleri dinledim de az önce Rai´de.
Sevgiler,

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Papa ve devlet TV leri msg alindi!!!

Anonymous said...

BEN AKP YONETIMINI DESTEKLIYORUM AKP HAKKINDA DENENLERE KATILMIYORUM BU HUKUMET BASA GELDIGINDE TURKIYEYI BORCTAN KURTARMADILARMI ONCEKILER NERDEYSE DEVLETI SATIYORLARDI