Friday, September 28, 2007

Vatan'da Zulfu Livaneli'diyor ki:

Okuyalim lutfen! Zulfu Livaneli herkesin anlayacagi dilde aktarmis yine...

Tuesday, September 25, 2007

Okuma önerilerine devam!

Ergin Yildizoglu'nu da okuyunuz, hatta bu yazisinin her satirinin altini cizerek okuyunuz!!!

Monday, September 24, 2007

Vatan'da Mine Kirikkanat diyor ki!

Önce bir ayrinti: Asliberry severek okudugum ve oldukca populer bir blog. Bu blogda da rastladigim gibi, coluk cocuk uzerine guncel konularda bolca yorum birakan blogcular, yurdumuzun icinde bulundugu guncel politik konularda kendi adlariyla görus birakmaya cesaret edemiyorlar.

Mine Kirikkanat yazilarini hic kacirmadan takip ettigim bir yazar. Vatanini seven ve göruslerinden hic ödun vermeyen gercek bir cumhuriyet kadini o. Lutfen bugunku yazisini okuyun ve mumkun oldugunca da yazilarini takip edin, tabiki benim gibi dusunuyorsaniz!!!

Friday, September 21, 2007

Eylül !!!


Eylul demek Hedikli'de hareket ve bereket demektir. Hem Ege hem de P-O'nun dogum gunu bu renk guzeli ayda. Tatilden döneli beri yazin yapamadigimiz ev bakimini, P-O salonun parkelerini cilalayarak sonlandirdi. Ben 1-2 kilim turu buyuk parca yikadim. Dun biraz bahceye ceki duzen verdim. Konu, komsu cok sukur demistir!!!

Temizlenmeden önceki hali!!! Düzgün taraf komsuya ait!!!

Parke cilalama yaptigimiz gunlerde, evden uzak olmak icin 2-3 kez aksam yemeklerini kucuk kir gezileri ve mangalla ormanda gecistirdik ve lingon denilen eksimsi daha cok et yemeklerinin yaninda sunulan yemislerden topladik. Fotograflar'da daha baska resimleri de var...
Türk yogurdu bakraclari lingonla dolduruldu...
P-O tek yakimlik mangalda sosislerimizi kizartti...
Macera parki ve kucuk bir kir gezisine Alp'in arkadasi Samuel'de eslik etti...

Isyerindeki avci bir arkadastan yaban geyigi (Isvecce=Älg, Ing=Moose) eti satinalip, bir kismini kiyma makinasinda cekerek, bir kismini da butun parcalar halde, tam organik besin icrahatligiyla, derin dondurucuya doldurdum.

Burasini Tijen gibi ot oburlar okumasin! Hakikaten halim kasaplardan farksizdi. Isvec'te genelde erkeklerin yaptigi bir ev isi, ama bizde tam tersi. Is basa kalinca löp löp etleri kesip, kiyma makinasina soktum. Cok yagsiz bir et ve kendine has farkli bir tadi da var. Domuz kiymasiyla karistirmayi öneriyorlar ama biz severek sade yiyoruz.




Buyuk bilgisayarimizdaki resimleri buraya aktaramiyorum, bir sorun var, o yuzden de bu postum gönderilmeyi bekliyordu kac gundur. Ege'nin dogum gunu resimlerini ise Alp ve Ege'nin sayfasindan görebilirsiniz.

Hic fotosuz kalmasin diye de Cumartesi yaptigimiz ziyaretten (en ust ve en alttaki resimler, digerleri sonradan aktarildi.)1-2 kare ekleyeyim bari, Hedikli'ye gelenlerin ici acilsin!

Sunday, September 16, 2007

Nuray Mert Deyimiyle "Bas Örtüsü'ne" Devam.

Sabah Alp'i okula biraktim. Dil okuluna gidiyor. Burada ilkokul 0 (sifir)dan basliyor, 6 yas grubu da deniyor. Seneye 1. sinifa gidecek. Sinifta 2 si kiz 6 ögrenciler; 2 arap asilli ama hangi ulkeden geldiklerini bilmedigim 6 yasindaki kucuk kiz okula basi bagli gelmeye basladi. Ramazan geldigi icin sanirim. Sabah erkek olan son derece keyifli Alp'e selam verip, "give me five" derken, kiz olandan hicbir tepki yoktu. Halbuki neseli bir kiz cocugu. Sadece beni suzdu, ben de gunaydin dedim, bana da cevap vermedi. Belkide orucluydu. Okulda basini surekli kapatan 3 ögrenci daha var. Toplam ögrenci sayisi zaten 25'i gecmiyor. 22 Agustos'ta okullar acildigindan beri bu cocuklari hep babalari birakiyor. Annelerini hic göremedim, sanirim evden cikma yasaklari var. Ebeveyn toplantisina hicbiri gelmedi. Bazi veliler neden yok dedigimde, Ramazan'dan dolayidir! diye ögretmenler bana hatirlatti. Halbuki toplanti iftar vaktinden sonraydi. Cocuklar bos zaman etkinliklerine de kalmiyor. Anneleri calismadigi icin olsa gerek. Babalarinin göruntuleri Usama Bin Ladin'in erkek kardeslerini aratmiyor, sakallar ayni model. Alp'in sinifina 2 cocuk birakan baba ise, modern giyimli: deri ceketli, kot pantolonlu filan. Ladin'in kardesi gibi görunseydi zaten sadece Ramazan yetmez, herzaman kapatirdi parmak kadar cocugunu...

Bugun Hurriyet Gazetesi'nde Mustafa Bumin ile yapilan söylesiyle karsilasinca yine guncel konuya degineyim dedim...

Isimsiz bir arkadas biraktigi yorumda, nicin turbana karsi oldugumu soruyor: bunun sonu, siniri yok; bugun turban, yarin carsaf; bugun sadece eriskinler, yarin 6 yasindaki kiz cocuklari, sonu gelmez kadin özgurlugune sekte vuran bir siyasi hareket oldugu icin... Erzurum'da 81-85 yilinda universitede okudugum yillarda(bizden önceki yani YÖK'ten önce)basini kapatmak zorunda kalan kizlarin hikayeleri ve benim de tanik oldugum deneyimleri yuzunden...

Thursday, September 13, 2007

Türban, Bas Örtüsü, Bas Bagi, Esarp, Peruk, v.s.

Vatan'dan Okay Gönensin'in yazdigi makale ile göruslerimin nasil örtustugunu belirtmek istedim... Sevgili Muzi'nin blogunda bahsettigi Elif Safak'in nicin TR'yi terk ediyorlar örneklerinden yalnizca birisine asla katilmiyorum: "sirf basi kapali okuyabilmek icin ABD'ye gittiklerini" hicbir zaman samimi bulmuyorum. O kadar dindarlarsa baska dini butun bir islam ulkesine degil de, nicin ABD'ye gittiklerini sormak gerekir. Ustelik basini acmadan okumak isteyen ve de okuyabilen (turban ustlu ya da ustsuz sadece perukla) ustelik yakin akrabalarim arasindaki kizlarin neden ABD'ye gitmediklerini, ya da gidemediklerini Elif Safak bilmiyor mu acaba. Ya da calistigi gazetenin patronuna sirin gözukmek icin sIkIstirilivermis bir ayrinti mi?

Bu ulkede (TR) basini kapatmak isteyen her zaman kapatabildi. Basi kapali okumak isteyen okudu, hatta calisabiliyor bile, hemde perukla orta ögretimde ögretmen olarak, ustelikte önceki hukumet dönemlerinden beri...Hatta bazen peruklu olmaktan o kadar memnun olmali ki yakin akrabamiz, arabasinda okul dönusu, zorunlu olmadigi zamanlarda bile kafasinda tutmakta sakinca görmeyerek...

Yine tanidiklarim arasinda, basi kapali ögretmenlerine özenip, aileleri istemedigi halde basini kapatanlar da cabasi...

Monday, September 10, 2007

Icine edilen bir ulke: Irak; boyali medyamiz ve okuma önerisi.

Dun Isvec devlet televizyonu haberlerin arasinda herzaman oldugu gibi yakin dogudan bir göruntuyle geldi. Irakli gazeteci bir hanimin kayitlarini ve halkla birebir görusmelerini gösterdi. Hicbir gelecek yok diyor, hersey yikilip yakilmis, ne bir alisveris dunyasi, ne bir oturulup yenebilecek icebilecek yer var, hepsi yerle bir olmus, diye aglayarak anlatti.

Isvec TV kanallarinin en ticari olani bile bizdeki devlet kanallarinin göruntu ve program cirkinligiyle yarisamaz. Turkiye'de kaldigimiz 7 hafta boyunca Alp ve Ege'nin TV'den biraz birseyler ögrenebilme olanaklari sifirdi. Devlet kanallarinda bir arapca kelime kalabaligi, özel kanallarda surekli bagiris cagiris yinelenen haberler, magazin, oyun, turku, musik ne kadar cok eglence sever bir milletmisiz hayret ettim...Bazi sevdigim gazetelerin bile, göruntusu pornografik resimlerden gecilmiyordu...Insanlara bu gazeteleri bu resimlerle mi okutabileceklerini saniyorlar...Dun burada ise radyo programinda bir vatandasin sikayeti; gazetelerde en cok hanim sporcular yer aliyor, bizim basarili erkek sporcularin da ayni sIklikta yer almasi gerekir diye görus bildirirken, bizim gazeteleri animsamak bile istemedim...

Ilave olarak yine bir okuma önerim var Radikal'den Altan Öymen'in yazisi...

Sunday, September 9, 2007

2.Cumhuriyete adim adim!

Numaraci ve de numarali cumhuriyetcilerin zaferine bir adim daha kaldi. "Sivil Anayasa" kabul edilince demokratik Turkiye 2.Cumhuriyetine kavusacaklarini saniyorlar. Sayin Husamettin Cindoruk ise kurulan tuzak hakkinda herkesin anlayabilecegi bir söyleside bulunmus. Buyrun okuyun bir zahmet!