Thursday, December 30, 2010

YENI YILINIZ KUTLU OLSUN

Yeni yillarin gecmis yillari aratmamasi dilegiyle!

Thursday, December 9, 2010

Köpek Baliklari Turiste Saldirinca,

TR'de basin Misirlilarin asli astari olmayan "Mossad birakti" iddialarini carsaf gibi yayimlayiverdi. Dun Isvec'te aktuel haberlerin tartisildigi Debat programinda bu konu da vardi. Cunku olayin gectigi yer populer bir charter cenneti. Uzmanlara göre: Beslenen köpek baliklari kiyilara gelip bu tur kazalara neden olabiliyorlarmis. Dogasi geregi gelip insan yemek icin saldirmaz diyorlar, suyun ustunde gördugu insani gelip isirsa bile kendi yemegi olmadigini anlar ve birakirmis. Benim gibi Akdeniz'de uzun sureli kiyidan uzak yuzenler endiselenmesin...

Ziyaretimize gelen arkadaslarimizdan Gunilla acik denizde yuzmeye korkuyordu. Meger Misir'da kari koca snorkel turuna katilmislar.Misirli rehber'in baliklari yemleyerek ortaya cikartmasindan dolayi Gunilla urkup soka girmis.Kocasi Peter, rehberle iki tarafindan tutarak yuzdurmek zorunda kaldik, demisti...

Köpek baligi korkusu birsuru Isvecliyi Kizil Denize gitme konusunda iki kere daha dusundurecektir. Altin yumurtlayan tavugu kesme masalina en guzel örnek iste...

Wednesday, December 8, 2010

Slalom Pistinde Alkol Kontrolu

nü baslatmis Isvec'teki kayak merkezinin biri. Pisteki cocuklari ve gencleri sarhos kayakcilardan korumak amac, digerleri de ayni uygulamayi dusunmeli diye eklemis yetkili de...

Wednesday, November 10, 2010

10 KASIM

Kaan Bebek: 3100 gram 49 cm ("laf aramizda annemin karninda 2-3 haftam daha vardi buyumek icin ama, hadi neyse! " diyordur benim guzel yegenim.)


aileye son katilan 2 yegenimin dogum gunu: Peri 7 ve Kaan 0 yas birkacsaat...Ikisine ortak dogum gunu hediyesi sayin Yilmaz Özdil'in Ataturk'le ilgili yazisi burada!

Monday, November 8, 2010

KARINI KADIN BASINA TR'YE GÖNDERME SAKIN!

diye uyarida bulundu, hanim is arkadasim diger arkadasa...Ne yapsak acaba, turizim bakanligi'na filan mi yazsak diye laf geveledim...Yazin kocasiyla 15, 13, ve 6 yasindaki cocuklarini alip gidince cok memnun kalmislar ve 15 yasindaki kizinin israriyla 1 haftalik okul tatilinde2.kez yalniz kiziyla Alanya'ya gitmisti. O kadar cok rahatsiz edilmisler ki dukkanlardan kolunu cekip kizini öpmeye kalkanlardan, kendisine direk gelen abuk subuk tekliflerden bahsederken hala daha etkisinde oldugu kolayca anlasiliyordu...

Tuesday, November 2, 2010

Parti Baskani Tenis Macini Bedava Seyrederse

Isvec'te haber olur! Hele ayni baskan temsil kartiyla 1 paket tobleron cikolata almis ve baskan olma sansini yillar sonra yakalayabilmisse hepten rezil olur! TR'deki politikacilar, hele hele batinin ahlakina laf edip MALI greyder kepcesiyle göturenler de bundan feyz alirsa ne iyi olur!

Haber tenisle ilgili olunca!

Ancak 2 gun sonra gazeteler veriyor

Sunday, October 31, 2010

Yu tub ve Ataturk!

Sözde Yu tub'un kapatilis nedeni:Turkluk ve Ataturk'e hakaret...Malum kaynaklar dunyaya böyle yaydilar.P-O sabahin körunde Ingilizce Alcazira Radyosu dinler...Bana TR'nin Yutubu'na kavustugunu mujdeledi...Ben de sordum: Ataturk'u de sokusturdular mi diye, evet nedenini de yinelediler dedi. Islerine gelmeyen davalarda savcilar mercek altina alinip, basina olmadik corap öruluyor, Erzincan Savcisi örnegi gibi...Cok demokrasi yanlisi hukumetimiz, o kadar sansure karsiysa, neden Yutubun kapatilmasini isteyen isguzar savciyi desifre edip canina okumadi...Pektabiki nedeni kendi eski gömlekleriyle alinmis ,benim önume bile defalarca dusen seriat yanlisi söylemli kendi filimleri...Ataturk ve Turkluk ise fasulyeden neden!

Son hedef Oktay Eksi'yi de

susturdular...Sudan sebeple...

Monday, October 25, 2010

Yagcilarda inecek var!

Isvec radyosunun Conflikt adli programinda bu hafta TR vardi. Bastan asagi AKP'ye duzulen methiyeler beni degil P-O yu bile cileden cikardi. O da "nicin bu kadar tarafli oldugunu belli edecek duzeyde bir program yaptiklari" ile ilgili bir yazi dösendi. Bakalim yanitlayacaklar mi?

Thursday, October 14, 2010

Turban, baski vs.vs.

Taha Akyol yazmis "baski basi aciklara olurmuymus". Hic yazasim olmayan su gunlerde ona kendi deneyimimle ilgili bir e-mektup yazdim. Gitmedi, gidemedi daha dogrusu...Hazir yazilmisken ben de kopyalayip icimdekileri buraya aktarayim dedim.
"Taha Bey,
Ben Anadolu'da ”ancak okula gidenlerin basini acma sansi vardir” diye dusunen bir ailede yetistim. Aksi halde hic istemeden basi kapali, evde koca bekleyen kuzenlerim, akrabalarimin kizlarinin kaderini paylasacaktim. 1981-85 de Erzurum’da universite okudum. YÖK kurulmadan önce cevre baskisiyla oraya basi acik gelip, baskapatan arkadaslarim vardi. YÖK sayesinde eskisi gibi baslarini acabilmislerdi…Ben ilk sene (YÖK kurulamamisti)pantolon giyen kizlara orospu gözuyle bakiliyor diye: etek, pantolon ustu uzun kazak giymeden okula gidemedim. "Kapalilar kapali zarfli , aciklar acik zarfli mektup gibidir, her önene gelen acik zarftakileri okur" laflariyla baski altina bizzat kendim de alinmistim…

Lutfen göruslerinizi Istanbul, Ankara gibi buyuk Uni.lere göre yazmayin…
Saygilar…"

Bu yaziyi da yazmazam icimde bir yuk olarak kalacakti. Hele ki kimse bana teseddurun özgurlugunden bahsetmesin; tesettur özgurluk degil sadece dinci dayatmadir. Buraya karsi yorumla geleceklere simdiden yanitim da: "ben sizin kadar kendi deyiminizle liberal olamam, olmayacagim da".

Tuesday, October 12, 2010

"Yuzup kas gelistirmektense,

Matematik calisip Einstein olurum", daha iyi dedi Ege. Alp'in idmani 2 saat olunca erken gelip havuzda beklemek zorundaydik. Bizim evde cocuklarin her dedigi olmuyor. Canlari istedikleri zaman "Ben biraktim sunu bunu"deme luksleri yok. Tanidigimiz arkadaslarimizin yaptiginin tersine, rusvet-ödul her turlu ikna yöntemini deniyoruz... Dunku yuzme idmanina girmesi icin önce koca bir dondurma aldim. Sonra binbir dil döktum, en azindan yarim saat katilmasi icin israr ettim. Yarim saat sonra kosarak geldi "kizin teki itti, kolumu siyirttim" bahaneleriyle sicak dusunu alip giyindi, yarim saat de internetten kendi yazdirdigim matematik alistirmalarini cözdu. Böylece kendi dedigi de oldu.

Alp de önceleri zaman zaman yuzmek istemiyordu. Ille de arkadasi da olsun istiyordu. O yakin arkadasi hokey icin yuzmeyi biraktigi halde, ben bazen nabiz yoklamak icin "tenis yeter, yuzmeyi istersen birakabilirsin" dedigim zaman bile"birakmam asla" diyor!

Wednesday, September 29, 2010

Dunku sorunun cevabi:

Burada

TR'de neler oluyor!

Memlekettekiler duymustur da, disindakiler suradan okusunlar. Dun de Kafes davasinda kanit CD/DVD'lerin, kanit toplayanlar tarafindan uretildigi haberi derin ayrintilariyla Radikal'deydi...

Monday, September 27, 2010

Alp'in haftasonu basarisi!

Sundsvall'deki yuzme yarislarindan 6 madalyayla eve döndu. Ustune, yas grubunda 2.en cok madalya alan oldugu icin, 2 adet sinema bileti kazanmis. Cok yorgun, ama mutlu ve guruluydu da. Uyumadan önce yaninda olmami istermiydin diye sordugumda: Sensizken daha eglenceli diye yanitlamaz mi! Nede olsa, mayonu degistir, su ic! diye cenesi durmayan, bas agrisi bir anne kategorisine dahil olduk coktan :(

Tuesday, September 21, 2010

Susturulan Yazarlar!

Iste burada biri! Sevdigim yazari ararken bu faydali siteyi de buldum!

Saturday, July 31, 2010

Evet Neyse Nihayet!

Hedikliev Nevin Yanit'i yurekten tebrik ediyor. Tr'nin yuz aki. Artik kosarken P-O pesimden Sureyya yerine Nevin, Nevin diye seslenecektir kesin...

Tuesday, July 27, 2010

Ege'nin En Heyecanli Gecen Yazi!

Ege: Yangin bana cok korkunc gelirdi, ama dun dagda cikan yangin cok heyecanliydi...

Ben: Neden öyle hissettin?

Ege: 4 helikopter 2 ucak havadan söndurduler ya, iste o cok muhtesemdi!

...

Ertesi gun bana ve babasina hitaben: Biliyor musunuz? bu yaz benim icin cok guzel geciyor; ahtopot ve yangin maceralari cok heyecanliydi!

Annesi bile yangina mudahale sekliyle ulkesine hayran kalinca yanginin Ege'ye heyecanli gelmesi hic yadirganmamali :)

Monday, June 28, 2010

Wimbledon'dan tenis

seyrediyorduk. Ege sofa/divanda keyfini bozmadan kizarmis yagli ekmegini yerken ben de sut bardagini tutuyordum. Agzi konusmaya uygun olur olmaz demez mi: "Ben de böyle oynarken sakin tribunden bagirma."

Wednesday, June 23, 2010

Friday, June 11, 2010

Monday, June 7, 2010

Tuesday, June 1, 2010

Grattis Söderling, Tebrikler Ege!

Robin Söderling ceyrek finali Federe'ye karsi kazandi. Ege evimizin Söderling'i olarak tebrikleri kabul etti :))))
Bu arada Alp evin Nadal'i, P-O da Federe'si....Paris'teki tenisli gunlere devam...

Monday, May 31, 2010

Yuzmeli Gunler!

Dun Alp'in yuzme yarislari nedeniyle sehir disindaydim. Ege'nin de yuzme okulunun son gunuydu. Biz sehre döndugumuzde ailemizin diger 2 ferdi havuzda bizi bekliyorlardi. Diplomasinda ayni seviyeye devami görunce, 'hoppala nicin böyle degerlendirmis uyur-gezer ögretmeni' diyerek, P-O'dan kaptigim gibi kagitlari, havuzda sonderslerini yapan bas antranör Maria'ya sormaya gittim. O da bekledigim tepkiyi vererek, 'ustelik ben de Ida'dan (Bir sonraki grubun antranöru) Ege hakkinda inanilmaz övguler aldim' diyerek sitemle guldu ve her ikisi de 'teknik gruba geliyor pektabiki' diye, beni geri gönderdiler. Ben de bizimkilere dönup 'köpekbaligi grubunu atladi' deyince, yuzmeyi bitirecegini söyleyen Ege, teknik grubun haftada 2 kere olanina gitmek istedigi, naralari atmaya basladi...

Friday, May 28, 2010

Isvec Agliyor!

Erovizyon Sarki Yarismasi'nda ilkkez finale kalamadiklari icin cok uzgunler.
TR'nin Mango'su hakettigi sonucu kolayca aldi. Tum Avrupa'ya yayilmis Turklerin coklugu nedeniyle ben hic endiselenmedim. Sibiker de Mango'yu övdu ve TR'nin ismarlama sarkiyla - sarkiciyla temsil edildigine degindi. Isvec'te Erovizyon sarkisi 6 ayi bulan bir yarismayla seciliyor ki, bence bu bircok yeni kabiliyetin cikmasina ve muzik sektörunun guclenmesine neden oluyor...

TR'deki sosyal dagilim hakkinda biraz bilgi de su kösede!

Wednesday, May 26, 2010

Prenses Viktoriya'nin dillere dolanan dugunu!

Isvec Prensesi Viktoria rahibin önunde, 'Amerikan usulu' babasiyla iceri girip, damada teslim edilecekmis. Halbuki 1967 de evlenen ana-babasi bile, Isvec usulu gelin-damat birlikte gelip, rahibe dogru yurumusler nikahlarini kiysin diye. Pektabiki feminist Isvecli yorumcular, hakli olarak , Amerikan usulunun 'kadini baba himayesinden-koca himayesine teslim etmek' anlamina geldigini ve bunun kadini asagiladigini söylerek, dogru olanin birlikte rahibin karsisina gelmek oldugunu ileri suruyorlardi aksamki TV haberlerinde...Bana göre ise: Prensesin bu devirde var olmasi bile gereksiz...

Monday, May 24, 2010

Antalya'da Kaza

Isvec Gazetesi haberi Turk medyasiyla ayni anda böyle veriyor. Tam turist sezonunun basinda, Turkiye'ye olumsuz ve supheli bakislari daha da katliyacak feci bir kaza haberi.

Thursday, May 20, 2010

Cennetin Kodu Ne?

Yakin arkadaslarimizdan, bize 150 metre mesafede oturan Lasse'nin babasi Gabriel Amca, tamda 84.dogum gununde, tum cocuklari- torunlari toplandigi sirada öluvermis. Dun P-O bassagligi dilemek icin aradiginda, (en kucuk gelin)Linda'yla konusabildi. Lasse evde yoktu, ama telefonu kapattiktan birkac dakika sonra, bassagligi dileklerimizi almak icin coktan bizdeydi. Babasi hakkinda konusmaya basladik. Ölum nedeni sadece yasli olmasiydi, yasam enerjisini kaybetmisti, filan dedi:

"Hatta ölmeden önce, bize veda konusmasi bile yapti: Bu son görusmemiz, ben gidiyorum; öte tarafin anahtari nerede, kapi kodu ne, Elisabeth ((40 yaslarinda, 3 cocuk annesi, guzel ve sempatik rahip (Bu arada Isvec'te kiliselerde papazlik yapan kadin sayisi erkek sayisina yakin)olan gelinine))? diye, sordu", der demez ucumuzunde asIk suratlari gulen suratlara dönustu...

Tuesday, May 4, 2010

Monday, April 26, 2010

Leos Lekland!

Ege biraz nezle oldugu icin babasiyla bugun evde kaldi. Eve geldigimde 'iyisin artik, yarin okula gidebilir/sin diye, yorum yapar yapmaz babasindan evet diye onay, Ege'den de 'hayir yarin degil, Carsamba gidebilirim 'diye itirazli yanit geldi.

Carsamba Leos Lekland(Kapali cocuk parki)'a gidecek tum okul, hic kacar mi ?!...

Friday, April 23, 2010

Hangi Filimler Hangi Yasa Uygun!

Alp yuzme idmanindan sonra ev yolunda arabada karnini doyurdu. Eve gelir gelmez de, o yurgunluga ragmen, babasiyla futbol oynamaya gitti. Ege evde kalmayi ve Nintento oynamayi tercih etti. Ben de yanina oturdum, Tv seyrediyorum. Yeni filim baslamak uzere ve anonsda 'bu filim 10 yasindan kucukler icin uygun degildir' der demez Ege elindeki oyuna ara vermeden 'puss' (Öpucuk) dedi. Herzamanki ciddiyetiyle devaminda da "10 yas diyorsa öpusmeli, 15 yas diyorsa aksiyon ya da korku filmi basliyor demektir" diye ekledi. Filim baslar baslamaz 'ben demedim mi, bak igrenc' filan diye kafayi kaldirmadan laf atmaya basladi. Ben de 'aksiyon filimlerinden iyidir, savasacaklarina sevissinler' diye klasik karsi fikir uretmekten geri kalmadim.

Friday, April 16, 2010

Volkan Krizi!

Dun aksamdan beri Izlanda'da aktiflesen volkanin hayati nasil felc ettigi haberleriyle yatip kalkiyoruz. Gazetenin tum sayfalari havaalaninda mahsur kalanlarla; kara-demir yollarinda coktan tukenmis bilet ve bulunamayan kiralik araba haberleriyle dolu...Volkanin kullerinden korunmak icin ucurulmayan ucaklarin, domino etkisi yapan krizi bakalim ne kadar surecek...

Thursday, April 15, 2010

Stockholm 3: Eski Sehir

Stockholm 14 ada ustune kurulmus. 57 köpruyle bu adalar birbirine bagliymis, dedik önceki postta...O yuzden baktiginiz her sokaktan su birikintisi görebiliyorsunuz...

























Eski Sehrin dar sokaklari...


Sarayin kilisesinin tavani...


Sarayin plani...


Hediyelik buyuklu kucuklu troller pazar gunu kapali dukkanlarin vitrinlerinde...


Hediyelik porselen yussukler...

Basbakan'in rezidansi, ortadaki bej renkli olani...

Stockholm 2: Devlet Evi

Giris
Nobel Yemegi'nin yenildigi salon


Arasira hala toplanti yapilan tarihi meclis salonunun tavan ayrintisi...
Altin Salon

Nobel Dansi yapilan salon...



















Monday, April 12, 2010

Beni Öpme, Kucakla!

Diye ciglik cigliga bagiriyor, Ege son gunlerde...Bugun arabada nedenini dökturuverdi bir hirsla:

Benim basillerim ileride evlenecegi kiza gececegi icinmis.

Sana birsey olmadigina göre, ona da olmaz dedigimde, ama o senden degil o yuzden onu hasta edebilir, dedi...

Friday, April 9, 2010

Stockholm 1: Yapi Fuari ve Modern Yerleske: Sjöstaden


Engelli uyumlu merdiven: Dar mekanlarda yer kaplayan zorunlu asansörlerin merdivenden gecici asansöre dönuseni. Ilk gun bu koca fuardaydik.

Modern ana yol ustunde yapilmakta olan binalarin birinin duvarindaki modern resim, son kare tartismali?!


Yerleskeye yakin Stockhom'un kayak merkezi disinda karlar coktan erimisti. Yerleske icinde kesinlikle tasit trafigi yok, tum arabalar yeraltinda parkediliyor, fotodaki anayol haric...












Stockholm 14 ada ustune kurulmus, 57 köpruyle birbirine baglanmis bir baskent. Sjöstaden eski bir liman köyuymus...Modern binalar yukselmis.













Unutmadan Ege'den ve karda piknik!

Dun yine 1000. kez Arn'i seyrediyorlardi filim kanallarindan birinde.

Arn Isvecli ve Norvecli askerlerine Danimarkalilara saldirmalarini emrederken, Tanri sizin yaninizda gibi, bilindik, klasik yureklendirmeleri yapti.

Ege herzamanki ciddi ve ani tavriyla " Arn tanriya inaniyor mu?" diye sordu.

Ben de "Kesinlikle inaniyordur, o zamanlar inanmamak suctu" diye yanitlayinca...

"Belki de filmi cekenler inaniyordur" diye bilmis bilmis ekleyiverdi...

****

Sacda geyik eti!













Sunday, March 28, 2010

Haftasonu

Alp'in sehir disinda, kuzey bölgesi yuzuculerinin katildigi yuzme yarislari vardi. Grup otobusuyle Piteå'ya gitti. Stockholm'deki yapi fuarini görme bahanesiyle ben de is arkadaslarimla birlikte Cuma'yi da icine alan yillik motivasyon artirma seyahatindeydim. P-O ve Ege hafta sonu basbasa yapacaklari keyif programini önceden belirlemislerdi: Dinleyecekleri muzikler, yapacaklari spor, izleyecekleri mac, yaninda yenilecekler.

Alp yine bol madalyali bir yaris gecirdigi icin mutlu, yanina fazla havlu ve yiyecek koydugum ve cantasini gereksiz agirlastirdigim icin kizgin, kucuk cocuklar arasinda ebeveynsiz tek cocuk oldugu icin biraz uzgundu. Bundan sonraki yarislara benim otelde, kendisinin arkadaslariyla (cogu kamp kosullarinda) kalmasi sartiyla, her yarisa gelmemi istedigini söyledi, birlikte onun yataginda uyumaya calisirken.

Dun madalyalarini bile göstermeden, arkadasi Filip'in Linn diye ayni gruptan bir kiza asik oldugunu, itiraf ettigini söyledi. Uyumadan önce ilave ettigi bir ayrinti da: Tuva (Alp ile ayni yasta, Filip'in 2 yas kucuk kizkardesi), Alp grubun en yakisiklisi demismis. Ben'de belki Filip ikinizin arasini yapmaya calisiyordur diye sordum merakla.

Sert bir hayir yaniti geldi, sonra uyudu...

Gelecek post resimli Stockholm!

Not: Ben IFSAK'ta fotograf cekmeyi ögrendigimde, resim denmez, fotograf deniri de ögrenmistim. Turkceye endustri öncusu ülkelerin dilinden gecen resmedilen anlamindaki fotograf kelimesinin ayni, Isvecce de fotografi ceken anlamina geliyor. Dildeki böyle kisitlamalar ya da bilmis bilmis resim cizilir, fotograf cekilir ayrintilari beni gerdigi icin inadina resim diyorum...Bilmedigim sanilmasin diye belirttim...

Monday, March 22, 2010

Alp ve Ege'nin Turkce Dersi Ögretmeni

aradi gecen hafta. Ege'yle konustunuz mu ders hakkinda diye sordu. Hersey yolunda sanirim herhangi bir sorun oldugunu sanmadigimi söyledim. Ege ögretmenine, ben oyun oynamak istiyorum, Turkce dersini herkesin derste oldugu zaman diliminde yapalim diye teklif etmis. Bir arkadasinin anadili ögretmeni öyle yapiyormus...Halbuki Turkce ögretmeni diger derslerden geri kalmasin diye programini özellikle okul saati disinda yapiyor...Telefonda ögretmeniyle epey gulustuk, sonra da P-O'yla gulusup sakasini yaptik...

Alp'in Basket Süksesi!

Pazar gunu Alp'in yuzme ve tenis idmanlari yuzunden biraktigi basket takiminin finali vardi . Alp takimini yalniz birakmadi ve final macina katilabilmek icin yuzme yarisina gitmedi. 14-2 kazanmislar. Elinde mac topuyla gelince ögrendim ki, macin en iyi oyuncusu olarak ona verilmesi uygun görulmus...Italyan koc Luca P-O'ya Carsamba kendi grubu uymuyorsa Pazartesi ve Cuma gunleri daha buyuklerin idmanlarina gelsin demis.

Önumuzdeki hafta sonu hem innebandy kupasi maclari hem yuzme yarisi var, maclari cok eglenceli bulmasina ragmen yuzme yarisina gitmeye karar verdi...

Not: Mac filminden kesit koyulacaktir..

Thursday, March 18, 2010

Biri Su Adama Konusmayi Ögretsin!

Isvec TV'si Tayyip Efendi'nin son incisini haber yapti:
TC vatandasi olmayan 100.000.- Ermeni sinir disi edilebilir diye. Haber pek tabiki bunlarin oturma, calisma izni olup olmadigina deginmedi.

Wednesday, March 17, 2010

Buyukler icin 17 Masal

Sevgili Elif'in blogunun sIKI takipcisi olarak kitabini cok merak ediyordum. Cikar cikmaz ismarladim. Kitap bana 3 gunde ulasti. TR postasinin hizi övguye degerdi bu arada. Kitabi da bir hizla okudum. Beni asar kitap yorumlamak aslinda ama: Guncelligini koruyan konulari da genis zamanda, adi ustunde masalla kafalara sokan bir kitap diye özetliyeyim...Eline saglik Elif, devamini dört gözle bekliyorum...

Tuesday, March 16, 2010

Ben Turk degilim!

Sen Turkiye'de dogdun diye biz Turk olmak zorunda degiliz, sadece Turkce adlarimiz var, Turkce konusabiliyoruz ama ben Turk degil, Isvecliyim diye, ciddi sekilde aglayarak dökturdu Ege arabada...

Ben de neden Turk olmak istemiyorsun diye sordum...

Turkiye tehlikeli bir yer, dedi.

Neymis tehlikeli olan diye, devam ettim...

Deniz kestaneleri var, ahtopotlar var, Alp'in elini isiran balik var demez mi!

O saydiklarin buranin denizinde de var, yazin bile soguktan kafayi sokup yuzemedigimizden göremiyoruz diye, ben de .ok atmaya devam ettim :)))

Monday, March 15, 2010

Isvec'teki Samiler

hakkinda bir Turkce köse yazisini buradan okuyabilirsiniz...

Thursday, March 11, 2010

Kilolu Cocuklar!

Isvec'te 3000 ilkögretim cocuguyla yapilan ankete göre: Teve basinda uzun sure oturanlarin asiri kilolu olusuyla baglanti kurulmus. Bilgisayar basinda elinde kontrolle oyun oynayanlarda böyle bir risk yokmus. Cunku eli bos olmadigindan yemeye firsat bulamiyormus. Teve basindakiler bir yandan da atistirabildiklerinden kilo alma riskleri varmis.

Heriki grubunda surekli ekrana bakmalari asiri yorulmalarina neden oluyormus...

Ege asiri zayif oldugundan oyun oynarken kalan yemegini agzina tutuyorum. X-box icin, doydum diyerek, inatla yenmeyen yemek, yine xbox sayesinde farkina bile varmadan midesine sayemde gönderiliyor .

Nok: Konuyla alakasiz yandaki guncellenen bloglardan biri aslinda, TIKlamak isteyene...

Thursday, March 4, 2010

Ege'nin baska bir incisi!

Dun babasiyla elektronik esya magazasinda telefon ve suda kullanilan gps saat bakarlarken: "Nicin bunlari Jokke (Magazanin sefi, cok iyi aile dostumuz) bize bedava vermiyor, hep seferinde para öduyoruz." diye sormus.

Aman Haruncular Duymasin!

Pek sevinecekler cunku.

Ege babasina gunumuz maymunlari neden evrimlesmiyor diye sormus. Ben de sen ne dedin diye P-O'ya sordum. Hiccc dedi. Eeee deseydin ya, biz bir baska turuyuz gunumuzdekiler apayri bir tur diye akil vermeye kalktim. Zaten ilk sorusu: "biz hangi maymun turunden evrimlestik"di, diye lafimi geri postaladi.

Evrim devam ediyor, ama biz hissedemiyoruz. Milyon yillari aliyor diye, ilave etmis neyse ki...

Wednesday, March 3, 2010

Tirnaklarimiz ne ise yariyor?

diye sordu Alp? Yatakta yari uyku modunda.

Ben de parmak uclarimiza sertlik veriyor, parmaklarimizi daha iyi kullanmamiza yardim ediyor, dedim.

Ben yardimi oldugunu sanmiyorum, oje surmege yariyordur sadece, dedi...

Otogratik, Demokratik ya da Birakiniz Ne Isterse Yapsinlarci olmak!

Hafta sonu Pazar gunu, Alp 15 kisinin katildigi orta yumusak toplu tenis turnuvasini kazandi. Ögleden sonra eve geldiginde hem heyecandan hem de yarim gunu alan tenis yarislarindan iyice yorgun dustugunden, (2 saat yemekten sonra uyumasina ragmen) aksamki 17.30-19.00 yuzme idmanina gitmeyecegini söyledi. Ben hemen kabul ettim. P-O 'Ege'nin idmani var birlikte gidelim, istersen yuzme' dedi. Hayir, dinlenmek istiyorum, diye israr edince, hemen pek tabiki 'nasil istersen' dedik.

Pazartesi sabahi, okul dönusu yuzme idmani icin esyalarini hazirlarken, bana göz kirparak, bugun de yuzmeyecegim diye, saka yapmayi da ihmal etmedi. Bense hic bir tepki vermedim, adim gibi biliyorum gitmek istedigini...

Sali gunu, yani dun aksamki tenis idmaninda ayagini burkmus, ama görunurde hicbirsey yok...Bugun de okulun acik hava etkinligi var ve yakinlarindaki kayak pistine gidecekler . Bu sabah tutturdu (babasi bugunden itibaren 10 gun ebeveyn izninde, cunku gelecek hafta sömertir tatili) illede ayagi aciyor, evde kalacakmis. Hem de kayamiyacak kadar ayagi aciyormus. Babasi kaymasa bile hareket etsin yumusar aci gecer diye israr ediyor, o gitmemekte direniyor...Ben de aksam tenis idmanin var, ona da gidemezsin cok aciyorsa diye, durum yoklamasi yapiyorum kulagina. Sonra duzelir, gidebilirimli yaniti alinca, ben de babasinin israrina itiraz etmiyorum...Arabaya sadece bir hava degisimi icin binmeyi kabul ettiriyoruz. Daha parkyerini terk etmeden, 'anne, benim kayaklarimi da aldin mi? ben yine de kayip kayamayacagimi bir denemek istiyorum' der demez, hem P-O dan hem benden koca bir AFERIN aliyor...

Tuesday, February 23, 2010

Alp'in Asklari

Dun aksam okuldan eve dönus yolunda:

Alp: Anne bana Embla ve Seyma asikmis, Emilia söyledi.

Ben: Peki ya sen hangisine asiksin?

Alp: Ben ikisini de umursamiyorum...

Ben: Yoksa Emilia'ya mi ?

Alp: Biz arkadasiz...

Sabah kahvaltisini bitirdi, salonda topla 2 sut cekerek mutfaga bize geri döndu :

A-Biliyor musun Anne, Seyma'nin neden asik oldugunu biliyorum, gecen gun ona masaj yaptim, o yuzden bana asik oldu.

B- Cimnastik dersinde mi?

A-Okuma dersinde, bir grup okudu digeri sirta masaj yaptik!

Thursday, February 18, 2010

Kizgin Zamanlar!

Demis Melih Asik bugunku yazisina baslarken, ben okudum ders calisir gibi, biraz sabir, cok iyi ayrintilar var! En cok geri geri yurume eylemini merakla bekliyorum. Umarim katilimi cok olur, olmali da, ne de olsa önculeri TR'nin yuz aki kisilikleri...

Tuesday, February 16, 2010

Tr'de spora bir yorum!

Cano'dan gelen yorumu buraya kopyaliyorum, ne kadar dogru söyluyor.
Isvec'te de tum spor derneklerine cocuklarin aileleri destek veriyor. Futbol, basket, innebandi, valeybol, handbol gibi sporlarin koclarinin (Calistirici)cogu anne-babalar, ya da buyuklerin grubundan 15-20 yaslarinda sporcular. Buna ragmen uzerine para ödeniyor, kahve-pasta-bilet satip dernege gelir ediliyor ki, aidatlarla (sezonluk ödeme) yetismeyen giderler karsilansin.

"Simdi bu olimpiyata katilan cocuklar milli sporcu mu degil mi?!Benim kafam orada karisiyor biraz. Degismediyse benim bildigim Turkiye milli sporcularina bir sekilde devlet destegi saglar. Naim'i hatirliyorum mesela, Ozal donemi ev, altin vs. ihya olmustu. Sonra yol, yemek harclari falan olurdu galiba .Bu cocuklar da madalya alsalar bir getirisi olacak mi maddi onlara mesela?Isin ilginci Kanada'da yok oyle bir sey, herkes kendi imkanlariyla profesyonel anlamda sporunu yapiyor, koclarin, malzemelerin parasi, yol paralari hep ailelerin cebinden. Boyleyken 200 gibi rakamlarda sporcu katiliyor olimpiyatlara. Tamam Kanada gelismis ulke, gelir seviyesi yuksek falan ama yine de onemsenecek buyuk paralar bunlar. Bence ailede is bitiyor. Maalesef bizim toplum yapimizda cocuklar okula gitsin, ya doktor ya muhendis olsun idealleri sporcu yetistirmekden cok ustte... Ozel dersanelere paralar akitilirken spor icin ne devlet, ne aile para harcamak istemiyor...Ne yazik di mi?"

Monday, February 15, 2010

Olimpiyat Oyunlari

basladi . Biz ailece cok yakindan takipteyiz. Bayrak gecidinde topu topu (yarisi olimpiyat komitesi uyeleri) 10 kisilik kafile gözlerimi doldurmaya yetti. Ama dans ederek gecen guzel Tugba ve arkadaslari icimize biraz su serpti. PratikAnne iyi bir konuya el atmis.Tugba'nin bloguna ben sans dileklerimi gönderdim, siz de ihmal etmeyin.

Saturday, February 13, 2010

Genc anne-baba olmanin faydasi!

Ege: Anne, babama kac yasinda asik oldun?

Ben: 35

Ege: Evlendiginizde kac yasindaydin?

Ben: 36

Ege: Ben 20 yasinda evlenecegim! Nicin Biliyor musun? Böylece cocuklarimla daha uzun sure yasayacagim!

Not: Bu (abartisiz, dusunduren, ebeveyni huzunlendiren ) diyalog 6 yasindaki Ege ve 46 yasindaki annesi arasinda sabah yeni uyandiklarinda gecmistir!

Friday, February 12, 2010

Politik Icerikli Bir Sobe!

Acalya'dan geldi adam akilli bir sobe konusu...Yazmak lazim (Alpce). Ben politik göruslerini bir - iki izmle aciklayamayan hatta bir-iki soblona oturtamayan biri olarak, nasil dusundugumu dilimin döndugunce yine icten yanitlayacagim...

1) Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yazara, cizere, sokaktakine dokunuluyor da, neden milletvekillerine dokunulmuyor? Önce onu anlasak, degil mi ?! Neden korkuyorlar? Dusuncelerini söylemeden korkuyorlarsa, o zaman dusunce özgurlugunu genisletip yasalastirsinlar. Sonra da dokunulmazligi kaldirsinlar. Oh ne istiyorlarsa söylesinler artik. Ataturk'e, laik diktaya, etnik ayrimciliga, kim ne dusunuyorsa söyleyebilsin, söylesin ki biz degistik diye milleti kimse alavare dalavereyle oyalamasin. Böylece zirt pirt parti de kapanmaz. Yok amac koltuk sayesinde yolsuzluk yapmaksa, pektabiki dokunulmazligi kaldirmak islerine gelmiyecektir.

2)Seçim barajı kaldırılsın mı? Neden?

Secim baraji kesinlikle %4'e dusurulsun, Isvec'teki gibi. Yuz tane TR'de parti var. Tamamen kalkarsa hukumeti kuramazlar, arap sacina döner.

3)Adayların belirlenmesinde nasıl bir yöntem uygulansın?

Meclisin yarisi kadin olacak sekilde belirlensin. Diger yarisi da nasil olursa olsun. Ister dudak ustu biyikli isterse sol elle taharatlandigi icin sag elde gumus yuzuklu! Pek tabiki hicbirinin öz gecmisinde yolsuzluk olmasin...

Not: Kadinlarin da ya anne ya da calisiyor olmasi, kosulu olsun!

4)Yargı bağımsızlığı sizin için ne anlam taşıyor?

Taraf olmayan, politik, dini, etnik görusun etkisinde kalmayan. Su andakinden cok uzakta.

5)Beşinci soruyu siz belirlemek durumunda olsaydınız neyi öğrenmek isterdiniz?

Turkler acaba musluman olmasalardi, TR'yi yine de hep sag partiler mi yonetirdi?

Ben de bu sobeyi "apolitik degilim", diyen arkadaslarima göndereyim, hem de isim vermeden, onlar kendilerini bilirler!

Thursday, February 11, 2010

KORKARSANIZ KORKUTULURSUNUZ!

Tiklayin! Buna da tiklayin! Ben iki kitabini okumustum. Birinin iceriginden bir kucuk ayrintiyi (yillar önce bir bayram ziyaretinde bizimkilere gittigimde) bahsettigimde cok buyuk tepki almistim. Gazete disinda birsey okudugunu sanmadigim, ustelik sigara ve alkole ise kazancindan cömertce bir pay ayirdigina tanik oldugum, o sirada bizimkileri ziyarete gelmis olan, babamin kuzeninin tepesini attirip, evi terketmesine neden olmustum!

Tahta Kayaklar!

Yukaridaki fotografin haberini suradan okuyabilirsiniz! Hic unutamadigim, ayni göruntuyu, 1983 yilinda Bingöl'de kayak yarislarina gittigimizde görmustum. Biz takimdakilerin cogunun da kayagi kendisinin degil, universitenindi. Bazi cocuklar sansliydilar, beden terbiyesinden kayak edinmislerdi. Ama buyuk bir cogunlugu uyduruk tahta kayaklariyla son surat inis yapiyorlardi.

Yapacak hicbirseyi olmayan bu genclere, en azindan eski kayaklari dagitarak, birakin iyi bir sporcu olmalarini, en azindan biryerlerini kirmadan kayak kaymalarini saglamasini devlet artik akil edinmeli...

Tuesday, February 2, 2010

Pekmezin Faydasi!

Ben: Oglum pekmez cok dogal, besleyici bir besin, ben kucukken pekmez yiyerek buyudum...

Alp: O yuzden mi boyun kisa?(Son derece ciddi, dalga da gecmiyor)

Ben: Boyumun kisaligi pekmezden degil, sutu yeterince icmememden...

Ad Gunu Nasil Kutlanir!

Ege: Anne bugun benim ad gunum,hediye istiyorum.

Ben: Oglum ben Isvecli degilim, bizde öyle ad gunu yok, hediye alamayiz simdi. Vaktimiz de yok. En iyisi babana sor. Hem nasil ögrendin ögretmenin mi söyledi?

Ege: Takvimde okudum. Ad gununde tebrik edilir, sonra hediye verilir.

P-O eve geldiginde: Ben sana kocaman bir kucak veriyorum, benim hediyem bu!

Sabah Ben: Tamam dun baktigimiz bakugani bulabilirsem alirim.

Ege: Ben yaninda olsam daha iyi olurdu ama sakin unutma, iyi bak.

Öglen sehirdeki oyuncakcida daha önce aldigimiz paket vardi, tekler satilmis. Alp'in tenis idmani varken diger oyuncak magazasina gidip Dusk'i bulmaya calisacagiz.

Yasgunu, Noel bir de ad gunu cikti basimiza!

Thursday, January 28, 2010

Anadili Gunu Hazirliklari!

Alp ve Ege sabah okul yolunda, arabada 2 gun önce Turkce ögretmenleriyle "Anadili gunu" icin ne planladiklarini anlatmaya basladilar...Halbuki ögretmenleri beni arayip söylediler mi, söyle söyle seyler yapacagiz diye, haberdar etmisti ayni gun telefonla... ögretmenleriyle konusmamizdan sonra da, neler yapacaksiniz diye sormadim. Okul cikislarinda, bugun dersler nasildi diye, hep sorarim, ama konusmak istemiyoruz diye, yanit alip susarim...

Postadan cikanlar!


Iki gun önce ABD'den taaa Noel öncesi postalanan bir tebrik kartimiz elimize gecti. Dun de kizkardesimin Kanada'dan taaa 21 Kasim'da postaladigi Andre Agassi'nin islak imzali otobiyografisi. Bu cagda ille de normal posta diye, gemiyle gönderen Kanada posta servisi de aferin! aldi. Neyseki 2 ayi geckinde olsa, elimize gecti de, sevindik. Isvec'te posta cok hizli ve guvenlidir. Ben de normal postaya veriyorum, ama bu kadar uzamiyor Kanada'ya gönderdiklerim; ama Alp daha kucukken, TR'ye gönderdigimiz fotograf zarflari ya kayboldu ya da kapi önlerinde acik bulunmustu.
Ayrica fotografta görulen paket de geldi dün. Ben vitamin haric ilacla arasi iyi olmayan biri olarak, biraz supheliyim hala. Cano'ya guvenip, dogal urun diye, fiyati da tanitim nedeniyle %90 indirilmis ve posta masrafiyla 28 sek yani 6 TL olunca ismarlamistim. O kadarcik kutuya 92 kapsul sigmis. Dun yine Alp'in okulundan geri dönup, unuttugum buz patenleri icin bir 30 dakikami daha harcayinca bugun sadece tek kapsul ictim. Aslinda 2 kapsul öneriliyor. Kan dolasimini artirarak konsantrasyon zorlugunu ve animsama guclugunu engelliyormus...


Wednesday, January 27, 2010

Kar Firtinasi!

Disarida kar firtinasi var, öglen arkadaslar yine de yuruyecek miyim diye sordular, ben de pek tabiki indirimin yarisi etiketlerine bakacagim dedim...Hakikaten hic ihtiyac olmayan bir yatak carsafi altini ve bir tepsiyi de sadece unlu bir marka diye yarisinin yarisi fiyatina alip isyerime geldim...

Balyoz'u ancak anlayabildim!

Taraf ve Radikal de dahil olmak uzere bir suru gazete okuyorum ama su yazi ile olayin özeti anlasiliyor...

Monday, January 25, 2010

Luks Yorgunluk

Fotograf bu yerel gazeteden alinma

Cumartesi, Pazar ve bugun yine kayakla kostum. Kollarim bacaklarima göre daha gucsuz oldugundan midir ya da teknik olarak kollar bacaklara göre daha cok calistigindan midir birazönce camasir katlarken yoruldum...


Bugunkunu Alp'in yuzme idmani surerken hemen arkadaki ormanici kayak izi pistinde yaptim. Hani su yazin sapik cikti diye yazmistim.Neyseki TR'den döndugumuzde ise olayin hasta bir kadinin uydurmasi oldugunu gazeteden ögrendik. Karanlikta ormanin icinde bazen kendi kayagimin hisirt sesinden baska hic bir ses duymuyorum. Yoksa yapayalniz kaymaya cesaret edemezdim. Cocuklar evdeyken hafta arasi onlari birakip spor yapmiyorum, sadece ögle saatini degerlendirip 40 dakika yuruyorum, hafta sonlari ise sabah erken P-O 15 kmsini kosup gelmeden ben arabayla 2 km uzakliktaki baska bir piste gidip, 5 km kayakla kosup geliyorum...Dun uzun bir aradan sonra Alp tenise gelmedigi icin,yogun bir 15 dakika P-O'yla tenis de oynamistim...

Bugun ben pisti terkederken arkadasim Anna da kayaklariyla piste girmek icin patika yolu kayarak tirmaniyordu. Kucuk oglunun yuzme saatine göre uyusmadigimizdan ayri zamanlarda kaydik. Hos ben kayakla kosuda, kayak kosan hicbir Isvecli kadina uyum sagliyamam. Inanilmaz iyiler, ben nefes nefese sadece yuruyus hizinda kosabiliyorken, onlar yanimdan adeta ucuyorlar. Fotograftaki amca da kros kayak sezonunun acilisi konulu yaziya poz verirken göruluyor...

Friday, January 22, 2010

Okuma Önerilerine Devam!

Fulya, Tr'de önce kendi yalanina kendi inanan baslari göndermeli göz doktoruna . Su yazida sözu gecen bas örnegindeki gibi...

Selahattin Duman'i diplomatik tavrindan dolayi devamli okumam. Ancak ilgimi ceken bir konu basligindan dalarim kösesine. Sonra cik cikabilirsen, matrak sitili alir beni geriye dogru saatlerce okutur. Bu yazisinda da yurdum insaninin baska bir görgusuzlugunu anlatiyor.

Haiti, Turkiye, Mine Kirikkanat!

Su yaziyi lutfen okuyun!

Ben simdiye kadar genetigiyle oynanmis tohumlarla ilgili hic verimlidir olsun, ya da kanser oluyoruz olmasin demedim. Cogu kere ustelik sagliga hicbir zarari olmadigi iddiasiyla karsilastim. Yalniz gecen gun enerji arsizi, gelismis ulkelerin kendi itiraflari, gunah cikardiklari bir belgeseli izledim. Guney Amerika'daki ormanlarin etenol hammaddesi soya ya da raps (Isveccesi) uretimi icin yok edilisini, yerli halkin tek gecim kaynaklari ormanlari nasil kaybettiklerini anlatiyordu. Bir grup yerli de geldi göruntuye. Yari ciplak, yalinayak anlamsiz bakislarla o sirada yakilan yuzbinlerce m2 boslugu seyrediyorlardi. Su anda belki uretim nedeniyle ellerine yiyecek veriliyordur ama etenola alternatif baska bir yakit gelistiginde ormanlarina kavusma sanslari sifir. Belgeselde, cevre dostu etenol icin verilen devlet destegi nedeniyle onu tercih eden ulasim sirketlerinin karlarini nasil katladiklarini, ustelik ucuz (benzin)yakit ve devlet destekli (etenol)yakiti ayni anda kullandiklari uckagidini da anlatiyordu. Ayni yukaridaki yazi gibi , zengin ulkelerin fakir ulkelerin tarimina nasil el attiklarini ve halkinin aclik tehlikesiyle karsi karsiya kalmalarini, Guney Amerika ve Afrika ulkelerindeki fakir insan göruntuleriyle acikliyordu...

Sira da Turkiye'nin olmadigini kim söyliyebilir!

Tuesday, January 19, 2010

Isvec'ten Kis Görüntüleri

Isvecli kaynaklara göre insanin mutlu olmasi icin: Rutinlerinin olmasi ve hergun en az yarim saat hareket etmesi gerekiyormus...
Benim hergun yarim saati askin yuruyus yaptigim parkurun kis hali!

Isyerim sehir merkezinde, bu da noel dönemi alisveris icin irmak kenari yuruyusumu iptal edip, carsiyi dolastigim gun cektigim fotograf...Yerde kar olmayisinin nedeni ise, zemin isitilarak kar eritilen kucuk bölge!


Karli ve karsiz bölge!


Kis kiyamette olsa, illede bisikletli ulasim!




Wednesday, January 13, 2010

Ceviz Agaci ve Askimi Supuren Cöpculer

Alp ve Ege'yi bugun okuldan aldigimda, Alp bir muzik mirildanip, benim tepkimi ölcmeye calisircasina muzurca guluyordu. Oglum ne mirildaniyorsun, deyince birdaha tekrarladi. Aaaaa 'Ben Bir Ceviz Agaciyim' diye ciglik attim sevincle. Pektabiki yol boyunca hepberaber tekrarladik. Taaa ki arkadan Ege Isvecce 'Askimi supuren copcuyu' söylesene diye istekte bulunana kadar. Benden 2. sevinc cigligi!

Cunku yukaridakileri yanlizca 1 kez dinlettirdim...

Ben YOUTUBEda onlara ne zaman Turkce birsey dinlettirmeye calissam, abuk subuk bildik seyleri isteyip, benim actigim parcalari dinlememek icin direniyorlar. Cok sIk olmamakla birlikte, zorlayarak, kulaklari alissin diye, actigim muziklerin kafalarina yerlesmesi, yanlis yapmadigimin bir göstergesi iste...

Tuesday, January 12, 2010

Kanatsiz Kuslar,

Noel tatilinde sayin Z.Livane'li nin köse yazisinda bahsettigi muhtesem kitabi bitirdim . Yazin TR'den dönerken kitap kurdu sevgili arkadasim Sadzer'in önerip verdigi bir yigin kitabin arasinda en cok sevdigim, etkilendigim bu kitap oldu. Kanatsiz Kuslar Tr'de Cilgin Turkler'den daha cok ses getirmesi gereken bir kitapken basina yeterince yansimamasi cok ilginc...

Saturday, January 2, 2010

2010 Hos Gecsin!

Noel Yenge!

Ben: Oglum uykun geldi, yatalim mi?

Ege: Bu aksam yilbasi, ne zaman istersem o zaman uyurum!

Sabah.

Ege: Beni uyandirip havai fisekleri gösterecektin, sözunu tutmadin!

Ben: Uyandirmaya calistim ama kalkmadin!

Ege: Nicin omzumu daha fazla sarsip, yuzume su dökmedin!

Ben: Cok derin ve tatli uyuyordun, kiyamadim! Ustelik gösteriler daha zayifti bak senin icin filme aldim!

Birlikte seyrettik ve kavga, kirginlik, kizma gecti gitti...

Herkes icin, 2010 isteklerinin gerceklestigi bir yil olsun!

Not: Video ve resimler yakinda!