Wednesday, April 1, 2009

Secimin sonucunu nasil degerlendir meli?

Sn Özdemir Ince'nin yazisi (Zulfu Livaneli'ninki de ayni paraleldeydi), benim secim sonrasi tum sol oylari toplayip, toplayip %30 lari gecemeyince (yine) icimin acimasina tercuman oldu.

2 comments:

Mine said...

Hem Fazıl Say'ın hem de Özdemir İnce'nin de belirttiği gibi, Türkiye'de özellikle İç Anadolu'da gittikçe artan bir cemaatleşme var. Yaşadığım şehirde, çalıştığım yerde bunun etkilerini görmemek imkansız.
Bence solun halkın içinde olan bir politika izlemesi gerekiyor. İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in bu konuda başarılı olduğunu hem tvdeki yorumculardan hem de çevremden duydum.
Laiklik, yolsuzluk üzerinden siyaset bir yere kadar. Artık sağlıktan, eğitime, ticaretten, dışişlerine kadar her konuda bir program oluşturmalılar. Alternatif olduklarını seçmene hissettirmeliler. AKP giderse hangi parti gelebilir ki sözünü artık duymak istemiyorum.

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Mine'cim, haklisin, adi sosyal demokrat olan her partinin programi mutlaka bellidir. En özle adi"Esitlik" tir. Zengin-fakir, kadin-erkek ayrimi olmasin, engelli-yasli ailesine yuk edilmesin, devletin topladigi gelir cukkalanmasin, halkina hizmet olarak geri dönsun. Devletin her bir yöneticisi halkindan kendini ustun görmesin, tam tersine onlarin paralari karsiligi hizmet veren kendini birer isci-memur gibi görsun,(Buna bir doktor olarak sen bile dahilsin.) halk da böylece kendini koyun surusu gibi hissetmez. Tam tersine benim verdigim vergilerle geciniyorsun diye gururlanir, biliyordur cunku bosa gitmeyecegini ayaktan dusse yerde birakilmayacagini, devletin tek kurtaricisi oldugunu. Iste burada böyle. Devlet ne toplasa hic kacinmadan verir vergisini. (parti baskanlari da halkin arasinda siradan vatandas gibi dolasir, devletin arabasi, polisi emrine verilip kayirilmaz, daha neler neler ufff daral geldi fark öyle buyuk ki anlatilamaz, kolay kolay degistirilemez)